İstanbul, Göktürk Mahallesi Örneğinde Kapalı Sitelerin Tanımlanması İçin Bir Yöntem
Anahtar Kelimeler:
Kapalı Site- İstanbul- Tipoloji- Kırdan Kente Dönüşüm- GöktürkÖzet
Göktürk, 1980’li yıllara kadar İstanbul kent çeperinin ötesinde kırsal bir yerleşim olarak varlığını sürdürmüştür. Türkiye’deki sosyoekonomik dönüşümlere paralel olarak gelişen kırdan kente göç olgusu ile büyükkentin saçaklanması sonucunda bu dönemden itibaren bir kent banliyösüne dönüşmektedir. 2000’li yılların başından beri bu sürecin baş aktörü olan kapalı siteler, Göktürk’te en yaygın konut yerleşim türünü oluşturmaktadır. Bu bağlamda araştırma, kent çeperinin ötesinde, banliyöde gelişen kapalı sitelerin karakterini betimleyen özgün bir tipoloji oluşturmaya yönelik bir yöntem geliştirmeyi amaçlamaktadır. Araştırma örneklemini oluşturan yirmi-dört kapalı site, sağladıkları bir dizi sosyal, fiziksel ve mekansal özellikler dikkate alınarak, 1997 ve 2022 yılları arasında inşa edilen kapalı siteler arasından kronolojik olarak seçilmektedir. Araştırma modeli, öncelikle Blakely ve Snyder (1997) tarafından önerilen, ardından Grant ve Mittelsteadt (2004) tarafından geliştirilen ve kapalı siteler hakkında bütüncül bir bakış açısı sunan tipoloji ölçütlerini benimsemektedir. Bu ölçütlerin kapsamını, Blakely ve Snyder (1997) tarafından önerilen, siteyi çevresinden ayıran sınırlayıcıların işlevsel nitelikleri, sitenin güvenlik özellikleri, sitede sağlanan sosyal ve sportif amaçlı hizmetler/tesisler, ve sitede meskun kullanıcıların sosyoekonomik karakterine ek olarak, Grant and Mittelstaedt (2004) tarafından önerilen, mülkiyet türü ve sahipliği, sitenin kentsel konumu, sitenin büyüklüğü, ve sitenin yönetim modeli oluşturmaktadır. Bu ölçütlerin çalışma kapsamındaki örneklem grubuna uygulanması ile metropoliten bir banliyöde gelişen kapalı sitelerin özgün karakterini ve ayırt edici özelliklerini tanımlayan göstergeler üzerinden, banliyöde gelişen kapalı sitelere özgü bir tipolojik sınıflandırma yöntemi geliştirilmektedir. Bu ölçütlere göre araştırma kapsamındaki kapalı sitelerin, açık alan rekreasyon eylemleri için oluşturdukları potansiyelin miktarı üzerinden tanımlanabileceği saptanmaktadır. Buna göre, kapalı sitelerde açık alan rekreasyon eylemlerinin potansiyeli, fiziksel düzlemde kapalı sitelerin taban alanı katsayısı (T.A.K.S) üzerinden belirlenmektedir. Bununla birlikte, kapalı sitelerin gayrimenkul rayiç bedelleri, açık alanları satın alma gücünü yansıtarak T.A.K.S değeri ile korelasyon göstermekte ve kapalı sitelerin sosyoekonomik düzlemde açık alan rekreasyon eylemlerine yönelik potansiyeli için gösterge oluşturmaktadır. Sonuç olarak metropoliten bölgede bir banliyö örneğinde kapalı site tipolojisi, T.A.K.S ve gayrimenkul rayiç bedellerini içeren iki gösterge üzerinden hem fiziksel/mekansal hem de sosyoekonomik düzlemde oluşturulmaktadır. Çalışma sonucunda metropoliten bir banliyö örneği olan Göktürk’te kapalı site tipolojisini rekreasyon dışı siteler, paylaşımlı rekreasyon siteleri, ve yarı özel rekreasyon siteleri oluşturmaktadır. Rekreasyon dışı siteler, temel barınma ve pasif güvenlik işlevleri dışında hemen hemen hiçbir sosyal veya fiziksel donatı içermez ve yalnızca güvenli bir barınma ortamı sunmayı amaçlar. Paylaşımlı rekreasyon siteleri, temel barınma ve aktif güvenlik işlevlerine ek olarak açık alanlar üzerinden belirli ölçüde rekreasyon potansiyeli sunarken, bu olanakların bakım ve yönetim maliyetlerini paylaşarak optimize etmeyi amaçlar. Yarı özel rekreasyon siteleri, ortaklaşa kullanılan açık alanlarda sundukları rekreasyon potansiyeline ek olarak, site içerisinde yalnızca kendi mülkiyetine ayrılmış özel bahçeler içerisinde konumlanan müstakil konut birimleri ile daha fazla mahremiyet ve kişisel alan sunmayı amaçlar. Kronolojik olarak Göktürk yerleşiminin kırdan kente dönüşümündeki ilk evrede T.A.K.S. oranı düşük düzeyde seyrederken, açık alan rekreasyon potansiyeli yüksek ve üst gelir grubuna yönelik kapalı siteler inşa edilmektedir. Ancak günümüze yaklaştıkça, T.A.K.S. oranı daha yüksek düzeyde, açık alan rekreasyon potansiyeli daha düşük ve üst-orta gelir grubuna yönelik kapalı sitelerin inşa edildiği saptanmaktadır. Bu durum, yerleşimin ulaşım altyapısının iyileştirilerek merkezi iş alanları ile bağlarının güçlenmesi ve İstanbul Havalimanı, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Kuzey Marmara Otoyolu gibi büyük projelerle etkileşimi sonucunda arazi maliyetinin yükselmesi ile birlikte arz-talep ilişkisinin yeniden kurulmasından kaynaklanmaktadır. Bunun sonucunda Göktürk, kapalı sitelerin etkisinde kırsal karakterini kaybederken, yerleşim dokusunun karakteri yüksek yoğunluklu bir kentsel konut alanına dönüşmek üzere ivme kazanmaktadır. Çalışma kapsamında önerilen yöntem, banliyöde gelişen kapalı sitelerin çözümlenmesinde pragmatik bir yaklaşım geliştirmektedir. Bununla birlikte çalışma kapsamında geliştirilen yöntemin, alternatif banliyö yerleşimlerinde uygulanması ile, çalışmanın yaygın etkisinin artırılması beklenmektedir. Yöntemin, kent merkezinde veya kent çeperinde konumlanan kapalı siteler için ayrıca sınanması, önerilen yöntem üzerine kuramsal çerçevenin geliştirilmesine katkıda bulunacaktır.









